öncelikle henüz yıkamış olduğumuz sahanı ateşe koyup sahana yağımızı koyuyoruz. ne kadar koyuyoruz bilmiyorum. her defasında kafadan atıyoruz. en kötü ihtimal birinden birinde tuttururuz değil mi? ehe. herneyse ciddileşelim.
bir sonraki adımda yumurtamızı çakıyoruz. bunu kase kenarında, tezgahta veya tencere kenarında yapabilirsiniz. yalnız tezgahta yaparsanız bütün yumurtanın tezgaha akması gibi bir ihtimal var (gerçekten var!) ve o manzara hiç güzel olmuyor, söyleyeyim. ben tencere kenarını da tercih etmiyorum çünkü genelde tencerenin içini tutturamıyorum.
yumurtayı kaseye çaktıktan sonra biraz pulbiber ve tuz katıyoruz. Tabii ki beceriksiz hanımlar olarak bir ritüel haline getirmiş olduğumuz tuz kapağını açık unutma olayını es geçmiyor ve yumurtayı tuza buluyoruz. çay kaşığı yardımıyla tuzun fazlasından kurtulduktan sonra yumurtayı çırpıyoruz.
biz bunlarla uğraşırken ateşin üzerinde unuttuğumuz yağdan sesler gelmeye başlıyor. Buradan yağın yanmak üzere olduğunu anlıyoruz ve hemen yağı ateşten alıyoruz.
yumurta hazır olduğunda yumurtayı sahana yavaaaşçana döküyoruz. beceriksizliğin bir numaralı şartı olan sabırsızlık yüzünden bu yavaş dökme olayına alışmak biraz zaman alabilir.
yumurta sahana yapışıp canı çıkana kadar pişiriyoruz. her seferinde "bir dahakine ateşten daha erken alacağım, kesin!" diyerek kendimize telkinde bulunuyoruz fakat her defasında yine aynı hatayı yapıyoruz.
3 yorum:
vvaaaaaaaaat ken ay duu samtaaayyms
resmen kafayı yidim iki dakkada. bence bu bi şaheser olmuş evlat. devamını dilerim
güzelliklen kal.
artik yakinda menemenin tarifini de yaparsin bize ;)
Yorum Gönder